İş dünyasının geleceğini yeni teknolojiler şekillendiriyor

TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından düzenlenen “WEF Raporu Işığında İşlerin Geleceği” etkinliğinde iş dünyasının ve işgücü piyasalarının önümüzdeki periyottaki değişimlerini ele alınarak Türkiye’nin bu dönüşümdeki rolü tartışıldı. WEF temsilcilerinin Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan rapor hakkında bilgilendirme yaptıkları aktiflikte işgücü piyasalarındaki dönüşümün Türkiye’deki tesirlerine yönelik öngörüler ele alındı.

Makro trendler, büyük tehditler

Yeşil dönüşüm, ESG standartları ve yerelleşen tedarik zincirleri üzere makro trendler, iş dünyasının büyümesini şekillendiren değerli güçler haline gelirken yüksek enflasyon, yavaş ekonomik büyüme ve tedarik zinciri meseleleri üzere ekonomik zorluklar da iş dünyasının önündeki büyük tehditleri oluşturuyor. Rapor, şirketlerin yeni teknolojileri benimsemelerinin işlerin dönüşümünde belirleyici bir faktör olacağını öngörüyor.

Şirketler, teknolojik adaptasyonun tertip yapılarına tesirlerini göz önünde bulundurarak büyük bilgi, bulut bilişim, yapay zeka ve dijital platformları iş yapış biçimlerine entegre etmeyi planlıyorlar. Şirketler, yeşil dönüşüm, ESG standartlarının benimsenmesi ve tedarik zincirlerinin yerelleştirilmesinin iş fırsatlarını artıracağını öngörüyorlar. Bu, iş dünyasının sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk hususlarına daha fazla odaklanmasını gerektiriyor.

Meslekler ve işgücü piyasası değişimleri

Çalışmaya katılan şirketlere nazaran büyük bilgi analitiği, iklim değişikliğine ahenk teknolojileri ve siber güvenlik üzere alanlar iş imkanlarının büyümesinde öncü rol oynayacak. İşgücü piyasasında kıymetli değişiklikler bekleniyor.

Önümüzdeki beş yıl içinde işlerin yüzde 23’ünün değişmesi beklenirken, 69 milyon yeni iş yaratılması ve 83 milyon işin ortadan kalkması iddia ediliyor. Bu dönüşümde yapay zeka ve makine tahsili uzmanlarına büyük gereksinim duyulacak. Sürdürülebilirlik ve etraf muhafaza uzmanlığı alanında bilhassa yenilenebilir güç bölümünde büyüme bekleniyor.

Teknoloji ve dijitalleşme nedeniyle birtakım klasik iş alanlarında iş kaybı yaşanması beklenirken eğitim, tarım ve dijital ticaret üzere alanlarda iş imkanları artış gösterecek. Patronlar, önümüzdeki beş yıl içinde çalışanlarının hünerlerinin yüzde 44’ünün değişeceğini iddia ediyor. Bu nedenle, çalışanların marifetlerini geliştirmeye yönelik eğitimlerin artırılması gerekiyor. Patronlar için analitik düşünme ve eleştirel düşünme hünerleri değerini koruyor.

İşlerin geleceği nasıl şekilleniyor?

KATILIM ORANI: Türkiye’deki işgücüne iştirak oranı dünya ortalamasının altında bulunuyor. Bilhassa genç bayanların işgücüne iştirakini artırmak değer taşıyor. Ortaöğretim mezunlarının oranı yükseköğretim mezunlarına nazaran daha yüksek olmasına karşın, işsizlik oranları düşük eğitim düzeylerinde daha yüksek görünüyor.

YENİDEN MARİFET KAZANDIRMA: Şirketler, çalışanların marifetlerini geliştirmek için çeşitli stratejiler uyguluyorlar. Yüksek maaşlar ve promosyon süreçlerinin uygunlaştırılması üzere faktörler ehemmiyet taşıyor. Türkiye, iş dünyasının ve işgücü piyasasının geleceğini şekillendiren kıymetli trendlere ayak uydurmak ve bu dönüşüm sürecinde rekabet edebilmek için hünerlerin ve eğitimin geliştirilmesine odaklanmalı. Teknolojik değişime süratli bir biçimde adapte olabilmek için stratejiler geliştirilmeli. Bu, Türkiye’nin iş dünyasındaki değerini sürdürebilmesi için kritik bir adım.

İŞ YARATMA POTANSİYELİ: Türkiye, teknolojik değişimle oluşacak işlerin dünya ortalamasından daha fazla olmasını öngörüyor. Türkiye’deki yöneticiler, teknoloji, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik üzere faktörlerin iş yaratma potansiyeline dikkat çekiyorlar. Bilgi girişi, muhasebe ve sekreterlik üzere klâsik işlerin azalması beklenirken yapay zeka ve makine tahsili uzmanlarının iş imkanları artacak.

MEVCUT DURUM: Mevcut durumla bir arada ele alındığında Türkiye’de araştırmaya katılan şirketler; lokal işgücü piyasasında nitelikli çalışan bulmanın güç olduğunu, çalışmaya devam edenlerin eğitimine yönelik ulusal yatırımların düşük düzeyde olduğunu, tedarik zincirinde aksamalar ve/veya girdi maliyetlerinin artması ile global ekonomik büyümenin yavaşlamasının istihdam yaratmaya olumsuz tesirlerde bulunacağını düşünüyor.

Kaynak: Dunya.com