Garanti BBVA’dan 9 ayda 57,6 milyar TL net kar

Bankanın, etkin büyüklüğü 1 trilyon 976 milyar 326 milyon 993 bin TL düzeyinde gerçekleşirken, iktisada nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla sağladığı takviye ise 1 trilyon 445 milyar 386 milyon 493 bin TL oldu.

Fonlama bazını dinamik bir formda yöneten Garanti BBVA’nın fonlama kaynakları içindeki en büyük tartısı yüzde 73 ile müşteri mevduatları oluşturmaya devam etti. Müşteri mevduat tabanı yılın birinci 9 ayında yüzde 58 büyüme ile 1 trilyon 435 milyar 159 milyon 433 bin TL oldu. Güçlü sermaye odağını koruyan bankanın sermaye yeterlilik oranı yüzde 16.5, özkaynak karlılığı yüzde 41.1, etkin karlılığı ise yüzde 4.5 düzeylerinde gerçekleşti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, yılın ikinci çeyreğinde regülasyonlarla uyumlu olarak bilançolarını yönettiklerini söz ederek, bu çerçevede bankanın TL nakdi kredi portföyünün, 80 milyara yakın net artışla toplam 600 milyar TL’ye ulaştığını aktardı.

Baştuğ, “Büyüme odağımız KOBİ ve tüketici kredileri oldu; buna rağmen, kurumsal ve ticari kredilerde büyüme suratı görece düşük kaldı. KOBİ kredilerinde pazar hissesi kazanırken, kredi kartları ve tüketici kredilerindeki klâsik başkan konumumuzu bu çeyrekte de başarılı bir formda muhafazaya devam ettik.” açıklamasında bulundu.

Müşteriler ile kurdukları uzun soluklu, itimada dayalı ilginin bir sonucu olarak TL mevduatta da fark yaratan bir performans ortaya koyduklarını belirten Baştuğ, şunları kaydetti:

“Büyümede, Kur Muhafazalı Mevduat (KKM) ana eser olmaya devam etti. Bankamız, özel kesim bankaları içinde en yüksek KKM hacmine ulaşarak bu mevzuda da bölümde önder oldu.

Bugün kur muhafazalı mevduatlar, TL vadeli mevduatlarımızın üçte ikisinden fazlasını oluşturuyor. Yasal düzenlemelerin tesiriyle TL mevduat, titizlikle yönettiğimiz ve yoğunlaştığımız bir alan. Bunun sonucu olarak TL kredi mevduat oranımız daha da güzelleşerek tarihinin en düşük düzeyine geldi.”

“Aktif halde bilançomuzu yönetmeye çalışıyoruz”

Baştuğ, yılının üçüncü çeyreğinin, yeni iktisat idaresinin attığı sıkılaşma adımlarının banka bilançolarına da yansıdığı bir periyot olduğunu tabir etti.

Ekonomi siyasetlerindeki ortodoks yaklaşımların, bütün ekonomik aktörler tarafından müspet karşılandığı bir devri yaşadıklarını aktaran Baştuğ, şunları paylaştı:

“Doğal olarak bir süreç var ve o sürecin daha başlarındayız. Banka olarak bu sürece paralel, etkin halde bilançomuzu yönetmeye çalışıyoruz. Bu çeyrekte de kredi talebi yüklü TL olarak gelişti, YP kredi talebi zayıf seyretmeye devam etti.

TL kredi tarafında, uygulanan yeni iktisat siyasetlerinin tesiriyle hem hukuksal hem kişisel kredi talebinde hissedilir bir yavaşlamanın başladığını gördük. Banka olarak, her zamanki üzere bütün müşteri kümelerinin talebini birebir halde karşılayacak bir siyaset izledik. Müşteri tabanlı büyüme stratejimize devam ederek, yıllardır bu alanda yaptığımız yatırımların sonucunu aldık ve tarihimizin en düzgün kredi-mevduat oranına ulaştık. Kullandırdığımız TL kredi hacminin üzerinde müşteri mevduatı yarattık.”

Baştuğ, yılın üç çeyreğinin de ortak özelliğinin negatif gerçek faiz ortamında bilanço yönetmek olduğunu kaydederek, “Üçüncü çeyrekte hissedilir bir düzelme görsek de stoktaki TL net faiz marjını olumluya döndüren bir momentum oluşmadı. Regülasyonlardan kaynaklı marj üzerindeki baskıya karşın, dinamik yapımız ve ehil insan kaynağımız değişimlere çeviklikle cevap vermemize imkan sağlıyor. Ödeme sistemlerindeki güçlü pozisyonumuz, daha çok penetre ettiğimiz ve büyümeye devam eden müşteri tabanımız, bunun yanında ekonomik büyümeye bağlı olarak azalan provizyon gereksinimi, finansal performansımızı destekleyen ögeler oldu.” dedi.

Recep Baştuğ, “Operasyonel maliyet tarafında ise 2023’te dalda görülen irrasyonel sponsorluk fiyatlarına karşı dikkatli bir yaklaşım benimsedik. Böylece, önümüzdeki periyotlarda, bankacılık kesiminin karşılaşabileceği maliyet zorluklarına karşı kendimizi koruduk. Finansal sonuçlarda bizi rakiplerimizden ayıran en temel faktör, gelirlerimizin değerli bir kısmının müşteri kaynaklı ve bu sebeple sürdürülebilir olmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da tüm paydaşlarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz”

Dijitalleşmenin sunduğu imkanlardan da en güzel biçimde yararlandıklarına işaret eden Baştuğ, uzun müddettir yapay zeka ve dijitalleşmeye yaptıkları yatırımların tesirlerinin, hem süreç verimliliğinde hem de müşteri tecrübesinde daha görünür olmaya başladığını vurguladı.

Baştuğ, “100’den fazla sürecimizi robotik süreç otomasyonu sayesinde daha verimli ve aktif yönetiyoruz. Süreç adetlerimizde gözle görünür bir artış yaşandı ve bu süreçlerin yalnızca yüzde 2’si şubelerden geçiyor. Yapay zeka takviyeli güçlü risk altyapımız sayesinde dijital tahlillerimizi hukukî müşterilerimiz için de zenginleştirerek uçtan uca dijital kredi eserlerimizi artırdık.” açıklamasını yaptı.

Sorumlu bankacılık prensipleri doğrultusunda 17 yıldır iklim krizi ile gayret ve kapsayıcı büyümeye ait çalışmalar yaptıklarını anlatan Baştuğ, “Sürdürülebilir finansman gayesine katkımız 2018 yılından bu yana 100 milyar TL’ye yaklaştı. Geçtiğimiz temmuz ayında başlattığımız ‘Hesabını Bilen Kadınlar’ programımız kapsamında finansal okuryazarlık eğitimlerimize başladık. Banka olarak her bireyin toplumsal ve ekonomik hayata katılmasını önemsiyor, çağdaş ve güçlü toplumların temelinin fırsat eşitliği prensibi üzerine kurulduğuna inanıyoruz.” kelamlarını sarf etti.

Baştuğ, “100 yıllık Cumhuriyetimizin 77 yaşındaki kurumu olarak, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da ülke iktisadının gelişmesine katkıda bulunan ana aktörlerden biri olmaya ve tüm paydaşlarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimize ve ülkemize hizmet, bütün Garanti BBVA çalışanları olarak en büyük önceliğimiz ve görevimizdir.” tabirini kullandı.

Kaynak: Dunya.com