TÜRSAB yasak değil kayıt ve denetim istiyor

Bağlıkaya, 2024’te hem Türkiye’de hem rakip ülkelerde rekor sayılara ulaşılacağının, Dünya Turizm Örgütü tarafından öngörüldüğünü söyledi. Bağlıkaya, AB ülkelerine yönelik vize meselesinin dalgalı olarak devam ettiğini, seyahat acentelerinin bu problemden direkt ziyan gören iş kolu olduğunu lisana getirdi.

Acentelerin bilhassa Avrupa bölgesine paket satamaz hale geldiğini söyleyen Bağlıkaya, “Şu an Balkan ülkeleri ve vizesiz ülkelere seyahat rezervasyonları yapılıyor. Tüm Avrupa’nın müşteri potansiyelini, Balkan ülkeleri ile kapatmak çok sıkıntı. Kapasiteler yarı yarıya düştü. Bu sorunun halledilmesi için TÜRSAB olarak üzerimize düşeni ziyadesiyle yapmaya çalışıyoruz. Bu büsbütün siyasi bir sorun. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızın bu sorunu çözeceğini umuyoruz.” diye konuştu.

Acentelerin ziyanları ile ilgili bilgi veren Bağlıkaya, “Seyahat acentesi uçak biletini ödüyor. Turistin kalacağı oteli ödüyor. Sonra dönüp bakıyor son 15 günde kafilenin yarısı vize alamamış. Vize alamayanlar parasını geri istiyor. Kar hedefiyle yaptığı çeşit, ziyana dönmeye başlıyor. Acenteler riske girmek istemiyorlar. Tıp sayıları azalıyor ve doğal olarak sayı azaldığı için fiyatlar çok yükselmeye başlıyor. Vize krizi piyasanın istikrarını altüst etmiş durumda.” sözlerini kullandı.

“Bu sene beklentilerimizin üzerinde”

Otellere yönelik fiyat düzenlemesi davetinin dönem içerisinde karşılık bulduğunu anlatan Bağlıkaya, şunları kaydetti: “2023 dönemi başında otel fiyatları yüksekti. Pandemi sonrası süratli yükselişin getirdiği motivasyonla oteller fiyatlarını artırmıştı. İç turizm hareketliliğinde vatandaşlarımız için sunulan paketler kıymetli gelmeye başladı. Yurt dışından gelen turistlerin de yüksek fiyatlar yüzünden konut kiralama yoluna gittiğine dair bir gerçek ortaya çıktı. Biz bu sebeplerden ötürü otellere indirim davetinde bulunmuştuk. Bölge bölge davetimize uyanlar oldu ve fiyatlar biraz daha düzeldi. Otel doluluklarımız yükseldi. Bu sene beklentilerimizin üzerinde uygun bir turizm dönemi geçiriyoruz. Deniz, kum, güneş turizmi açısından döneminin kasım ayının sonuna kadar uzayacağını öngörüyoruz. Rezervasyonlar da bizlere bunu gösteriyor.”

“Turistik maksatlı kullanımların satışı seyahat acenteleri tarafından yapılsın”

Turistik gayeli kiralamalarla ilgili yasal düzenleme hazırlığını hatırlatan Bağlıkaya, turistik hedefli konut kiralama sıkıntısının öncelikli olarak güvenlikle ilgili sorunları ortaya çıkardığını, vergilendirmenin yeniden sorun olarak önlerine geldiğini söyledi. Bağlıkaya, “Üçüncüsü de haksız rekabete sebep oluyor. Meskende kim kaldı, aşikâr değil. Kaç lira ödedi, aşikâr değil. Vergisi ödendi mi, muhakkak değil. Hem devleti hem vatandaşı ziyana uğratıyor.” dedi.

Bağlıkaya, 3-4 yıldır bu sorunun düzenlemeler ile denetim altına alınması için teşebbüslerde bulunduklarını vurgulayarak, turistik gayeli kullanımların satışının, seyahat acenteleri tarafından yapılması gerektiğini Cumhurbaşkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına yazılar yazarak talep ettiklerini kaydetti.

Firuz Bağlıkaya, artık tahlil noktasına gelindiğini lisana getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim turistik emelli kullanımların yasaklanması noktasında talebimiz yok. Yalnızca kayıt ve denetim altına alınmasının mecburî olduğunu tabir ediyoruz. Biz TÜRSAB olarak mevcut durumda yapılan süreçlerin bir kiralama olmadığını söz ediyoruz. Bu faaliyetleri, konutların turizm emelli kullanımı olarak tanımlıyoruz. Bu konutlarda temelinde turiste konaklama hizmeti satışı kelam hususudur. Aksi takdirde bu konutları kullananları tespit etmek, isim bildirimi yapmak ve tüketici olarak haklarını kullanmalarını sağlamak mümkün olmayacaktır.”

Mal ihracatının yüzde 70’inin ithalata dayandığını, hizmet ve turizm gelirlerinin ithalat gerektirmeyen bir kalem olduğunu belirten Bağlıkaya, pazarlama manasında teşvik ve dayanak almayan bir bölüm durumunda olduğunu söyledi. Bağlıkaya, “Mal ihracatçılarına verilen dayanaklar hizmet ve turizm ihracatçılarına da verilirse gaye sayıların üstüne çıkmak mümkün. Ülkemizin 100 milyar dolar gelir elde edebilecek kapasitesi var. Bu gayeye ulaşabilecek altyapıya da sahibiz.” diyerek, kelamlarını tamamladı.

Kaynak: Dunya.com